1 Eylül 2012

KABUK TUTMUŞ YARA



İlkokulda gibiyim şimdi
Umutlarım taze
Vicdanım hür
Duygularım yıpranmamış
Ağlayabiliyorum hala...
Damlaları dışa akıtabiliyorum...
Koşuyorum güneşe, yeşillere
Bulutlarla oynuyorum
Arkadaşlarıma küsüyorum
Kimbilir kaç "aşk"ım oluyor
Ellerim, tırnaklarım kirli
Yüreğim tertemiz ve saf
Saatlerce hayal kurabiliyorum
Küçük oyunlar peşindeyim hala
Kağıtlara çizdiğim düşüm
Kendim, yaşamım, ailem
Dizimde kabuk tutmuş bir yara
Kimbilir hangi zevkli oyundan kalma
Anlayamadığım "Büyük"lerin oyunları
Sessiz sessiz planları, mutsuzlukları
Tersine dönen manzarasız dönmedolapları
Raflardaki tozlu hatıraları
Söylenmemiş yalanları

İlkokulda gibiyim şimdi
İçim bolca oksijen dolu
Kirlenmemiş henüz dünya
Sevebiliyorum hala insanları
Hayvanlar daha içten olsa da
Hiç ölmeyeceğime inanıyorum
Çocuk gibi
Hiç yok olmayacağıma
Şekerlerimin hiç bitmeyeceğine
Mucizelere inanıyorum hala
Bir günlük ömrü kalmış biri gibi
Terketmeler yalan geliyor bana
Susmalar anlamsız
Herkesin özgürce konuşabildiği
Suçsuz bir dünyadayım şimdi
Yargılanmalar vicdanlarda
Acıyan dizimdeki kabuklu yara
Yalancı gözler ölmüş
Sadece mısralarda bir söylenti
Nefes gerçek, his gerçek
Acı yalan, yok olma yalan
Benim dünyam gerçek
Dizimdeki kabuk tutmuş yara gerçek.

Aylin ALAGÖZ/ 2012

1 yorum:

FFatiHH dedi ki...

ağlayabiliyorsan, hayal kurabiliyorsan, hala ınsanlari sevebiliyorsan. Ilk okulda olman gerekmez hala çocuksun demektir.