19 Haziran 2012

HAYAT SAHNESİ





Muhteşem ya da sıradan bir geceyle başlıyor hayatımız. Oradan ana rahmine düşüp gelişimimizi annemizin karnında tamamlayıp gözlerimizi açıyoruz hayata. Anne karnındayken tek bir rolümüz var hayatta: bebek... Amacımız ise büyümek ve dış dünyaya hazırlanmak... Hayata geldikten sonra çoğalıyor roller. Yaşlar ilerledikçe o kadar çok role bürünüyoruz ki adeta gerçek kimliğimizi ne olduğumuzu unutuveriyoruz.Orta yaşlarda bir kadının toplumsal  rolleri şöyle sıralanabilir : Birey, kadın, vatandaş, canlı, anne, kardeş, abla, teyze, hala, öğretici, aşçı, biraz doktor, hasta bakıcı, çocuk oyalayıcı, temizlikçi, yazar, düşünür, sinemasever, hayvan hakları savunucusu, dansçı, tiyatrocu, ütücü, polyanna, sabır taşı, model.... Belki de çok çok daha fazlası. Orta yaşlardaki bir erkeğin toplumsal rolleri ise : Birey, erkek, vatandaş, canlı, baba, ağabey, dayı, amca, tamirci, avukat, mühendis, dobra, okur, güldürücü, kurtarıcı, kahraman, romantik, dağınık, alkolik, entel, kumarbaz...


Hayat sahnesinde her gün elbise değiştirir gibi değiştirdiğimiz rollerimiz var şüphesiz. Gününe göre kullandığımız belki de. Evde anne, annemizin yanında çocuk, arkadaşlarımızın yanında dost,sevgilimizin yanında sevgiliyiz kesinlikle. Hayatı rolleriyle yaşarız kuşkusuz. Ama gerçekten bu rolleri yerine getiriyor muyuz? Yoksa sadece "mış gibi" mi yapıyoruz. Mesela sevgilimizin yanında onu çok seviyor "muş" gibi, gülerken gerçekten  mutluy"muş" gibi, yemek yaparken ev kadınıy"mış" gibi, çocuklarla oynarken çocuk"muş" gibi, ders anlatırken öğretmen"miş" gibi mi yapıyoruz acaba? Rollerimizin içine gerçekten girebiliyor muyuz yoksa sadece "mış gibi" yapıp hayatı mı geçiştiriyoruz. Bir tiyatro oyunu gibi biteceğini bildiğimiz için mi gerçek biz olamıyoruz? Hep üzerimizde başkalarının iki beden büyük kıyafetleri. Çalıntı roller...


Perdeler bizim için hala açıkken rollerimizin hakkını verelim. Kendi elbiselerimizi giyelim. gerekirse çıplak kalalım. Yeter ki biz olalım "mış gibi" yapmayalım yoksa hayatı yaşayamayız yaşıyor"muş" gibi yaparız değil mi?

Hiç yorum yok: