6 Mayıs 2013

MUM LEKESİ


Soğuk bir demire sıkıca kilitlediği elleri artık acı hissetmiyordu. Zaman aktıkça duyarsızlaşıyor, daha da alışıyordu bir zamanlar alışamadıklarına. Her şeyin zıttı her insanın farklı bir yüzü vardı bu şehirde. Parçalanmış bir aynadan yarım yamalak yansıyan görüntüler gibi. Yanılsamalar bile iç içe ve anlamsızdı çoğu zaman. Düşünceleri yabancı dillerden toplama yarım yamalak oluşturulmuş bir sözlük gibiydi. Gereksiz bir yük hep üzerinde. Ne olup biteni tam olarak anlayabilirdi ne de anlatabilirdi. Sesler arsızlaşmıştı adeta.

Damarlarından çekilen kanı hissedebiliyordu. Soğuk tüm vücuduna işlemişti. Bembeyaz teni kaskatı kesiliyor, ölümün soğuğuna meydan okurcasına sert bir kayaya dönüşüyordu. Gün batımını izlemek ve yaşamak arasındaki fark kadar apaçıktı duyumsadıkları. Bir bebeğin ağlaması kadar berrak ve içten... Masmavi gözlerini rüzgarın savurduğu ağaç yapraklarına doğru kapattı. Gözleri kapalıyken çok şey görürdü tüm hayalperest insanlar gibi. En heyecanlı seyahatlerini gözleri kapalı yapardı. Bunun için en sevdiği kitap " Puslu Kıtalar Atlası" idi. Gerçekleştiremediği rüyalarını zihninde canlı kılmak için belki de. Dünya'nın değil kendi ruhunun gizemli köşelerinin haritasını çıkarabilmek için.

Bir an ellerindeki gücün azaldığını hissetti ve parmaklarını zor da olsa demirden çekip dizlerine koydu. Tüm vücudu sonbahardaki cılız bir ağaç gibi titriyordu. Ellerini birbirine kenetledi. Saatlerce düş kurdu. En güzel düşleri kurana kadar çoğunu yaşam silgisiyle silip yeniden çizdi. Silgisini kullanırken aklına hayatındaki mum lekeleri geldi. Leke ne kadar çıksa da izlerinin kaldığını yeni yeni fark ediyordu. Rüzgarın ona arkadaşlık ettiği eski demir penceresini yavaşça kapattı. Soğuk kesildi, ses kesildi, hayat kesildi sanki... Akrep tam sekizin üzerindeyken bozulmuştu ahşap duvar saati. Umursamadı. Isıttığı ellerini vücuduna sararak gerçek hayatının başlangıcı ve bitişi olan rüyalarını görmek için bembeyaz yatağına uzandı.

Kalbinde iki damla yaşanmışlık kanı vardı. Bir de bolca mum lekesi...

Aylin ALAGÖZ/ 2013

Hiç yorum yok: