Şehrin gürültüsüne kulaklarımızı tıkayıp kendi içimizi dinlediğimiz anlar vardır. Ne çevreden geçen insanlar ne zaman ne de çıkan sesler umrumuzdadır o an. Sadece gözümüzü kapatıp kendimizi dinlemek isteriz. Bazen konuşmak istemeyiz. Karşımızdaki anlasın isteriz. O anlatsın bize kelimelerle, bir bir ruh halimizi döksün önümüze... Biz susalım, şarkılar konuşsun, şiirler anlatsın isteriz. Bazen de bir hikaye, bir masal, bir yaşanmışlık, bir insanın dış görünüşü, bir çocuğun hıçkırarak ağlaması, bir kedinin ürkek bakışları, bir kuşun özgürce kanat çırpışı, bir film, bir dizi, saksıdaki bir çiçek, bir günlük ömrü olan neşeli bir kelebek anlatır bizi...
Şimdi diyorum ki sussam, konuşmasam siz anlasanız halimi. Şimdi diyorum ki kelimeleri yan yana getirmeden siz getirseniz yan yana parçalarımı... Kırıklarımı ben değil siz süpürseniz... Gökyüzündeki mavinin tonu anlasa beni ya da yağan yağmurun damlacıkları... Hayat güzel hem de çok güzel... Ne yazık ki gökkuşağının renkleri gibi silinip gidecek bir gün... Anlık gözükecek bize her şey... Bir de bakmışız bir "düş" olmuşuz hayallerde. Aslında her şeyi anlatan bir "düş".
İşte şu anki halimi fazlasıyla anlatan şarkılar. Gözlerinizi kapatınca ne kadar içten...
Aylin ALAGÖZ/ 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder