30 Nisan 2012

İÇİMİZDE MÜZİK



Neşeli şarkı mevsimi açıldı hüzünlüler iki adım geride kaldı. Yuppiii :) Müziksiz, ritimsiz bir hayat renkleri alınmış Hüsn-ü Yusuf çiçeğine benzer. Hiçbir albenisi olmayan kuru saplardan ibaret. Pencere demirlerinden sarkan rengarenk çiçekler olmazsa, desenler olmazsa, gökyüzü denize yansımazsa, yeşil bir ırmaktan geçen kırmızı bir sandal olmazsa,  ayrılık olmazsa,sevinç,neşe,özlem,acı,aşk olmazsa müzikler bu kadar güzel olur muydu? Bu kadar BİZ olur muydu?


Şarkıları dinlerken hayatımızdan bir parça bulmamız bu yüzden mi? Sözler mi evrensel yoksa müzikler mi? Yoksa paylaşılan duygular mı...Sözlerini anlamadığımız bir şarkı bile bazen bize çok şey anlatır. Ritmi, melodisi  bize zamanda yolculuk yaptırır. Anlamasak bile defalarca dinlemek isteriz. Bazen neşelenir bazen hüzünleniriz.İşte size iki şarkı biri Fransızca diğeri Türkçe. Eminim ikisinden de alacağınız lezzetler farklı ve özel.Hayatınız ritim dolu olsun :)

28 Nisan 2012

MEVSİM ŞERİDİ


Sonbahar, Kış, İlkbahar, Yaz... İlkokulda mevsim şeridi hep bu sırayı takip eder. Acaba insan hayatında da mı mevsimlerin sırası böyledir Sonbahar gelince illa Kış onu kovalamak zorunda mıdır? Doğa şenlenince insanın da ruhuna bahar gelmesi ve sanki hiç bir zaman bitmeyecekmiş gibi yaşadığımız Yaz mevsimleri...Herkesin hayatında bu dört mevsim yaşanmıştır ya da yaşanmadıysa eminim bir tanesi saklambaç oynayan muzip çocuklar gibi bir yerlere saklanmış kıs kıs gülüyordur. Ansızın çıkacak ve sizi sobeleyecektir. 

Ben çok mutlu olmaktan korkarım. Aşırı duygular yaşarsam aksi bir şey olduğunda dibe batmaktan,kendimden uzaklaşmaktan korkarım. Hayal kırıklıklarından, insanların tutarsız davranışlarından,melek yüzlü şeytanlardan iki adım geri dururum. Hafif bir esintiyle başlayan Sonbahar'ın sert bir kasırgaya dönüşmesini engellemek için belki de...Yeni İlkbaharları Yazları yaşamak için içimdeki çocuğu hiç büyütmem. Zaten büyüyünce büyü bozulmadı mı ?Toz pembe bulutlar griye dönüşmedi mi ? En azından içimizdeki büyümeyen çocuk hep İlkbaharı ve Yazı yaşasın ki Sonbaharımıza Kışımıza az da olsa renk katsın.

26 Nisan 2012

BİR YOKMUŞŞ


Bir varmış bir yokmuş kendinden sıkılan insanların bıkmadan usanmadan aynı şeyleri yaptığı bir ülke varmış.Bu ülkede yaşayan kıvırcık saçlı, tombik yanaklı, çilli,saf bakışlı şirin mi şirin bir kız varmış.Rahat ve renkli tulumlar gibi cıvıl cıvılmış ruhu.Düşünceleri ise tütü etekler gibi uçuş uçuşmuş. Anlatacak bir sürü öyküsü varmış içinde. Bir gece rüyasında arkadaşlarının ruhlarını esir alıp onların yerine geçebildiğini fark etmiş.Düşüncelerini merak ettiği bütün arkadaşlarının ruhlarını ele geçirmiş. Ele geçirdiği ruhlara ise biraz da kendi ruhundan üflemiş. Böylece herkes daha da tatlı hale gelmiş. Bu, tombik kızımızı çok mutlu etmiş ve ülkedeki tüm ruhları ele geçirmek için neredeyse günün tüm saatlerini uykuda geçirir olmuş.Gel zaman git zaman aradan yıllar geçmiş ülkenin çoğunluğu artık sevimli küçük bir kız gibi düşünmeye başlamış.

 Etrafta benekli kelebekler uçuşurken, serçeler ötüşürken,çimenler yemyeşilken çilli kızımızın karşısına tatlı mı tatlı,teni ipek kadar yumuşak,çok çekici gülümseyişi olan okyanus gözlü bir çocuk çıkmış. O anda etraftaki tüm sesler kesilmiş. Kızın gözleri çocuğun gözlerine odaklanmış. Saattlerce hiç sıkılmadan birbirlerine bakmışlar. Çünkü aslında onlar birbirlerinin ruh eşleriymiş. Dünya'da sadece iki tane ruh eşinin olduğunu biliyormuş küçük kız. İşte bir tanesi de tam karşısında duruyormuş. Aynı anda aynı kelimeleri söylemeye başlamışlar ve bu yüzden bir türlü konuşamamışlar. Sonra önce kız konuşmuş içindeki milyonlarca düğümü tek tek açarak ruhunun en derinliklerinde misafir etmiş okyanus gözlüyü. Daha sonra ise okyanus gözlü kalbinin tüm odalarının anahtarlarını tombik kıza vermiş.El ele vermişler ve tüm ülkedeki ruhları artık beraber ele geçirmişler.Sonra..... Sonra.... ve Sonra ne olmuş biliyor musunuz?

Tabiki bir şey olmamış aslında bunların hepsi kızın uydurduğu bir rüyaymış. Başta da demiştim ya bir varmışşş bir YOKMUŞŞŞ :)

EGE



Biri tatil mi dedi ? Sahil, güneş,kum,yanık ten,rengarenk elbiseler,ayağa sürülen ojeler,kuş cıvıltıları,denizden sonra güzellik uykusu, tuzlu suda kıvrılan saçlar, kakao yağı kokusu, akşam okey partileri, hoş sohbetler, bikini, hasır şapkalar, sandaletler, tekne turları, eve giren kertenkele, karpuz peynir şöleni,deniz kabuğu...Tatil ne güzel şey yahu :) Özellikle Ege kıyılarının eşsiz sahillerinde. İzmir, Balıkesir,Aydın ve Muğla'da... Antik kentlerin büyülü yolculuğudur Ege. Efes, Bergama, Milet, Milas sadece birkaçı.Yaza 2 ay kala hemen plan yapmalı şirin Ege kasabalarında tatilin tadını çıkarmalı. Hoş geldin YAZ seni çoook özledik :)

25 Nisan 2012

MAYIS

Soğuk geçen kışın ardından nihayet ilkbahar kapımızı çaldı. Doğa canlandı, kuşlar penceremizde şarkı söylemeye başladı. İstanbul'un her köşesi farklı bir yeşil tonuna boyandı. İnsanlar daha da güzelleşti.23 Nisan'ın ardından sıra Mayıs ayında ve benim en sevdiğim ay Mayıs'tır. Neden mi? Hava genelde güneşlidir ve ılıktır.Gündüz bisiklete binip sahil kenarında yürüyüp doğanın tadını çıkarabilirsin. Gülhane parkında asırlık ağaçların altında çimlere uzanıp roman okuyabilirsin. Arkadaşlarla kırk yıllık hatırı olan Türk kahvesini daha da büyük bir zevkle içebilirsin.Mayıs ayı demek neşe,yeşil,mavi,huzur ve bol bol gülümseme demek. Enerjimize enerji katmak demek ve doğayla beraber yenilenmek demek.



 Bir de bu güzel ayda Anneler Günü'nü unutmamak gerekir.Melek yüzlü,çiçek gibi mis kokulu annelerimizin günü...Onlara Dünyanın en güzel hediyelerini versek bile az gelir. Önemli olan bu anlamlı günde onları hatırlamak.Kendi elimizle yaptığımız bir gül bile onlar için çok anlamlıdır.Annenize origamiden kırmızı güller yapıp odasını süsleyebilirsiniz. Eminim çok mutlu olacaktır :)

22 Nisan 2012

HAYAT



Hayat tam bir çaresizlikle başlar. Anne karnından itibaren beslenmeniz ve gelişiminizi sürdürmek için başka bir canlıya ihtiyaç duyarsınız ve hiçbir şey sizin elinizde değildir. Yeni doğmuş bir bebek kendi işini göremez ve reflekslerle hareket eder. Konuşamadığı için isteklerini tam olarak anlamanız güçtür. Sadece tahmin yürütürsünüz. Ağlaması, acıya, acıkmaya ve rahatsızlığa karşı bir refleks tepkisidir. Ağlayıp ağlamamayı seçme şansı yoktur. Zamanla büyür ve isteklerini dile getirmeye başlar ve nihayet kendi işlerini kendisi görür hale gelir.Yaşam ilerledikçe bu evreye geri döner insanlar. Yürüme yeteneğimizi kaybedebiliriz. Organlarımız eskisi gibi iyi çalışmayabilir. Hatta bir yatağa bağlı olarak da yaşamımızı sürdürmek zorunda kalabiliriz. Çaresizlik yeniden başlar. Başkalarına duyulan ihtiyaç yeniden başlar.

Yaşamdaki pek çok şey denetimimiz dışındadır.Göz rengimiz, boyumuz,derimizin rengi,vücut yapımız,anne ve babamız, yaşadığımız coğrafya. İnsanlar bunları kontrol edemezler. Başka bir deyişle bunların hepsi kaderdir.Düşüncelerimizi ise biz kontrol ederiz. Nasıl biri olacağımıza içsel sesimiz karar verir.Yanlış yapa yapa doğruyu buluruz. Tecrübelerle değişimlerden geçeriz. Önümüze konulan her engel bizi geliştirir olgunlaştırır. Hayata daha gerçekçi bakmamızı sağlar.

İnsanlar iyimserler ve kötümserler olarak ikiye ayrılırlar.İyimserler her kötü olaydan bile bir çıkış yolu bulur. Kötümserler ise en ufak kötü bir şey yaşadığında neredeyse bir felaket senaryosu üretirler. Her şeyin daha da kötü olacağına inanırlar. Aslında bu bardağın boş ya da dolu tarafından bakmak gibi bir şeydir. İyimser insanlar daha cesur olurlar bence. Kötümserlere göre sağlıkları daha iyidir ve çok fazla tedirginlik duymadıkları için daha fazla yaşarlar. Etraflarına pozitif enerji yayarlar.Şu kısacık hayatımızda çoğu şey de bizim elimizde değilken neden geri kalanını iyimser olarak geçirmeyelim ki?

Aylin ALAGÖZ/ 2012

14 Nisan 2012

ALAÇATI


İzmir' e yolunuz düşerse Çeşme ilçesinin Alaçatı beldesine uğramadan gitmeyin. Rüzgarın dans ederek estiği bu sevimli yerde kısa bir gezinti bile insanın ömrüne ömür katar. Şirin evleri,butik otelleri ve tasarım harikası minik dükkanları...İşte o dükkanlardan birinden aldığım çiçekli saç bandını masa lambama aksesuar olarak kullandım ve bence saçta durduğundan daha güzel oldu. Çok enteresan objeler bulabileceğiniz Alaçatı'ya mutlaka uğrayın derim. Hem alışveriş hem tatil hem de fotoğraf çekmek için mükemmel ötesi bir yer. Harita http://alacati-rehberi.com/tr/ adresinden alınmıştır.

 

13 Nisan 2012

MAKET

Maketçilik, gerçek hayatta bulunan bir nesnenin çeşitli materyaller kullanarak belirli bir ölçekte örneğini yapmaktır. Kimin hoşuna gitmez ki görkemli bir yapının ya da aracın ufacığına sahip olmak. İşte böyle başladı maketle tanışmam ve bir kış günü internetten sipariş ettiğim tramvay ve meşhur Pisa kulesi maketlerim geldi... 2 hafta uğraştım fotoğrafta gördüğünüz tramvayı yapabilmek için.Tahtaları tek tek zımparalamanız gerekiyor büyük bir özenle yoksa kıymık batmalarıyla savaş veriyorsunuz.

Göründüğü kadar da kolay değilmiş aslında maket yapmak baya uğraştırıcı, ince hesap yapmanız gereken ve sabır gerektiren bir işmiş.Başında saatlerin nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz bile. Ve sonra dayanılmaz bir boyun ve bel ağrısı.Tüm bu zorluklara rağmen maketiniz bittiğinde onu bi de istediğiniz gibi boyayıp cilaladıysanız keyfinize diyecek yok. İnşallah zaman bulursam Pisa kulesi maketini de tamamlayıp fotoğrafını kayacağım şimdilik onun da yapılmamış hali işte böyle...

2 Nisan 2012

İRİS




Renkli kağıtları katlayarak,bükerek yapabileceğiniz eğlenceli bir sanattır Origami. Çiçek, böcek,kutu,meyve gibi bir çok şeyi kağıtlarla yapabilirsiniz. Odalarınızı renklendirir ya da küçük bir çocuğu sevindirebilirsiniz.Üstelik yapımı da çok kolay. Malzeme ise sadece renkli kağıtlar.İşte bu akşam yaptığım bir çiçek ve yapılışlarını gösteren diyagramlar :)                                       (Diyagramlar http//:en.origami-club.com adresinden alınmıştır.)

1 Nisan 2012

KALEMLİK

İşte tamamen Aylin yapımı bir kalemlik :) Malzemeler: Parlak karton, kuru boya,kağıt,makas,yapıştırıcı,tuz,deniz kabuğu ve tül.

PUZZLE

Ve hayatımızın olmazsa olmazı... 7'den 70'e herkesin yapabileceği, zeka geliştirici bir aktivite : Puzzle.Faydaları şöyle sıralanabilir :
1. Zekayı geliştirir.
2. Algıda seçicilik gelişir.
3. Tüm algıların açık olur.
4.Analiz, sentez becerileri geliştirir.
5.Zihinden konuştuğunuz için çeneniz yorulmaz.
6. Yalnız kalmak istediğinizde kafa dağıtmak ve hiçbir şey düşünmemek için idealdir.
7.Oyalanmanızı sağlar.
8.Bittiğinde inanılmaz keyif verir. Bir de çerçeveletip asarsanız tabii...